Lipödem (Ağrılı Selülit) Nedir?
Ameliyatsız Lipödem Tedavisi Antalya

Prof. Dr. Hüseyin OKUTAN

Lipödem (Ağrılı Selülit) nedir?

Lipödem, çoğunlukla kadınları etkileyen; ve vücudun belirli bölgelerinde (özellikle bacaklarda ve bazen kollarda) anormal yağ birikimi ile kendini gösteren kronik bir rahatsızlıktır. Bu durum genellikle "ağrılı selülit" olarak da adlandırılır. Lipödem, sadece yağ birikimi ile kalmaz, aynı zamanda ağrı, ödem, morarma eğilimi, hareket sorunları ve psikolojik sıkıntı gibi sorunlara da yol açabilir

Lipödem (Ağrılı Selülit) Tedavisi, Ameliyatsız Lipödem Tedavisi, Belirtileri, Antalya, Muratpaşa

Lipödem belirtileri nelerdir?

Lipödem belirtileri, bireyden bireye farklılık gösterebilir ve hastalığın evresine göre değişiklik gösterebilir. Lipödem, bazı belirgin belirtilerle kendini gösterir. Lipödemin başlıca belirtileri şunlardır:

Anormal yağ birikimi:

Vücudun belirli bölgelerinde, özellikle bacaklarda, kalçalarda ve kollarda simetrik ve orantısız bir şekilde yağ birikimi görülür. Bu yağ birikimi, el ve ayakları genellikle etkilemez. Bu durum "manşet fenomeni" olarak da bilinir.

Ağrı ve hassasiyet:

Etkilenen bölgelerde ağrı ve dokunmaya karşı hassasiyet yaygın bir belirtidir.

Kolay morarma:

Lipödemli bireyler, ciltlerinde kolayca morarmalar yaşayabilirler. Bu durum, kılcal damarların hasar görmesi ve kanamaya yatkın hale gelmesiyle ilişkilidir.

Ödem:

Lipödemde, etkilenen bölgelerde ödem oluşabilir. Ancak bu ödem, el ve ayaklara kadar yayılmaz Lipödemde görülen ödem, genellikle gün içinde artış gösterir ve akşamları daha belirgin hale gelebilir.

Cilt değişiklikleri:

Lipödem ilerledikçe ciltte bazı değişiklikler görülebilir. Bu değişiklikler şunlar olabilir:

Nodüller:

Cilt altında küçük nodüler yapılar (strafor topları) hissedilebilir. Hastalığın ilerleyen evrelerinde bu nodüller büyüyebilir (ceviz-elma benzeri sertleşmeler).

Cilt dokusu değişiklikleri:

Cilt, yumuşak, pürüzlü ve düzensiz bir görünüme sahip olabilir. İleri evrelerde ciltte "portakal kabuğu" görünümü oluşabilir.

Sinir etkilenmesi:

Lipödem, etkilenen bölgedeki sinirleri sıkıştırarak periferik nöropatiye neden olabilir. Bu durum ağrıya yol açabilir.

Psikolojik belirtiler:

Lipödem, vücut imajı bozukluğu, depresyon ve anksiyete gibi psikolojik sorunlara yol açabilir. Bu durum, hastanın yaşam kalitesinn olumsuz etkilemesine neden olabilir.

Lipödem neden olur?

Lipödemin yaygın nedenlerini aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.

Genetik yatkınlık:

Lipödemin gelişiminde genetik faktörler önemli bir rol oynar. Ailede lipödem öyküsü olan bireylerde bu hastalığın ortaya çıkma olasılığı daha yüksektir. Bazı araştırmalar, lipödemli aile üyelerinde Pit-1 mutasyonu gibi genetik değişikliklerin bulunduğunu göstermiştir.

Hormonal etkiler:

Özellikle östrojen lipödem gelişiminde önemli bir ol oynar. Lipödemin genellikle ergenlik, doğum kontrol hapları, hamilelik veya menopoz gibi hormonal değişikliklerin yaşandığı dönemlerde ortaya çıkması veya şiddetlenmesi, hormonal faktörlerin etkisini desteklemektedir.

Yağ Metabolizması ve bağ doku bozuklukları:

Lipödemde, yağ hücreleri orantısız ve kontrolsüz şekilde büyür. Kollajen ve elastin üretiminde düzensizlikler olabilir, bu da cilt altı yağ dokusunun sıkılaşmasını zorlaştırır ve şekil bozukluğuna yol açar.

Mikrovasküler disfonksiyon:

Mikrovasküler disfonksiyon, vücudun küçük damarlarının (mikrovasküler yapıların) fonksiyonlarını düzgün yerine getirememesi durumudur. Bu durum, kan akışının düzensizleşmesine, oksijen ve besinlerin dokulara yeterince ulaşamamasına neden olabilir.

Lenfatik Problemler:

Lipödemde, lenfatik ve kan kılcallarında birincil mikrovasküler disfonksiyon gözlemlenmektedir. Bazı lipödem hastalarında, ilerleyen aşamalarda sekonder lenfödem (lipö-lymphödem) gelişebilir

Enflamasyon (İltihaplanma):

Lipödemli hastalarda, adipositlerde düşük dereceli enflamasyon bulunmuştur. Lipödem hastalarında, obeziteden farklı olarak inflamatuar protein MIF-1'in artmış olduğu tespit edilmiştir. Bu durum, lipödemin obeziteden ayrı bir durum olduğunu ve kendine özgü inflamatuar özelliklere sahip olduğunu göstermektedir.

Oksidatif stres:

Lipödemli bireylerde, plazma vasküler endotelyal büyüme faktörü (VEGF) düzeyleri yüksek bulunmuştur. VEGF, anjiyogenezi kontrol eder ve hipoksi anjiyogenezin güçlü bir uyarıcısıdır. Bu nedenle, VEGF lipödemde önemli bir rol oynar. Ayrıca, lipödemli dokuda malondialdehit ve protein karbonil gibi oksidatif stres belirteçlerinin yüksek seviyelerde bulunması, lipödemde hızlanmış lipid peroksidasyonuna işaret etmektedir.

Diğer faktörler:

Dercum hastalığı, Kötü beslenme ve inflamatuvar gıdalar (şeker, işlenmiş gıdalar, trans yağlar),hareketsiz yaşam tarzı (kan dolaşımı ve lenfatik drenajı yavaşlatır), stres ve kortizol seviyeleri (stres, enflamasyonu artırarak lipödemi kötüleştirebilir) ve obeziteyle ilişkili olmasa da fazla kilo lipödemin ilerlemesini hızlandırabilir.

Lipödem nasıl teşhis edilir?

Lipödem tanısı genellikle klinik bulgulara dayanılarak konulur. Aşağıdaki yöntemler, teşhis sürecinde yardımcı olabilir ve diğer olası durumların elenmesine yardımcı olabilir. Erken teşhis, tedaviye başlamak ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatmak açısından önemlidir.Lipödem teşhisinde kullanılan başlıca yöntemler ve dikkat edilen noktalar şunlardır:

Fiziksel muayene:

Lipödem şikayetleriyle geldiğinizde uzman doktorumuz, sizin şikayetlerinizi, belirtilerin başlangıç zamanını, ailede lipödem öyküsünü ve hormonal değişiklikleri (ergenlik, hamilelik, menopoz vb.) detaylıca değerlendirir. Lipödemin karakteristik belirtileri genellikle fiziksel muayene sırasında gözlemlenir. Doktorumuz aşağıdaki fiziki bulgular için sizi detaylı bir şekilde muayene edecektir.

  • Bacaklar, kalçalar ve kollarınız gibi belirli bölgelerde simetrik ve orantısız yağ birikimi
  • Etkilenen bölgelerde ağrı, dokunmaya karşı hassasiyet ve kolay morarma olup olmadığı,
  • Ciltte nodüller ( strafor topları, ceviz-elma benzeri sertleşmeler), düzensizlik (şilte fenomeni) ve ileri evrelerde "portakal kabuğu" görünümü olup olmadığı,
  • Etkilenen bölgelerde ödem olup olmadığı,
  • Ayak veya el parmaklarının tabanında cildin kıstırılıp kıstırılamadığı,
  • Dercum hastalığı gibi diğer yağ dokusu hastalıkları olup olmadığı, fiziki muayene ile tespit edilir.

Görüntüleme yöntemleri:

Ultrasonografi:

Yüksek çözünürlüklü ultrasonografi, lipödemde cilt altı yağ dokusunu değerlendirmek ve lenfödemden ayırt etmek için kullanılabilir. Lipödemde yağ dokusunun homojen olduğu, lenfödemde ise sıvı birikimi ile heterojen bir görünüm olduğu belirtilmiştir.

Lenfosintigrafi:

Lipödemde lenfatik sistemde yetmezlik görülebilir. Lenfosintigrafi, lenfatik sistemin işlevini değerlendirmek için kullanılan bir yöntemdir.

Manyetik Rezonans (MR):

Lenfografi, alt ekstremitelerde lipödemi değerlendirmek için kullanılabilir.

Kan testleri:

Lipödemi teşhis etmek için, oksidatif stres belirteçleri değerlendirilebilir. Yapılan çalışmalarda, lipödemli hastalarda plazma VEGF düzeyleri, malondialdehit ve protein karbonil seviyelerinin yüksek olduğu tespit edilmiştir.

Lipödem evreleri nelerdir?

Lipödemin şiddeti ve belirtilerinin değerlendirilmesinde kullanılan evreleme sistemleri bulunmaktadır. Bu sistemler, hastalığın ilerleyişini ve tedavi planlamasını anlamak için önemlidir. Lipödem, hafiften ileri düzeye kadar ilerleyebilen dört evrede sınıflandırılır. Evreler, yağ dokusunun cilt altındaki dağılımı, dokuların sertleşmesi ve fibrozisin (bağ dokusunun kalınlaşması) derecesine göre belirlenir. Lipödem evreleri ve özellikleri şu şekildedir:

Lipödem 1. Evre

Hafif lipödem evresi olarak da adlandırılır. 1.evrede aşağıdaki bulgular/belirtiler görülür.

  • Cilt yüzeyi normaldir, cilt yüzeyi düz ve yumuşaktır, ancak cilt altında genişlemiş bir yağ dokusu bulunur.
  • Cilt altı yağı eşit şekilde dağılmıştır, Palpasyonla (elle muayene) küçük nodüller (strafor topları) ayırt edilir.
  • Hassasiyet ve kolay morarma görülebilir.
  • Ödem (şişlik) hafiftir ve genellikle uzanıldığında azalır. Bacaklar kalınlaşmaya başlar, ancak ayak bilekleri ve ayaklar etkilenmez.

Lipödem 2. Evre:

  • Orta dereceli lipödem evresi olarak da adlandırılır. 2.evrede aşağıdaki bulgular/belirtiler görülür.
  • Cilt yüzeyi yumuşak, pürüzlü ve düzensiz (şilte fenomeni) bir görünüme sahiptir ve dalgalar şeklinde pürüzler belirginleşmiştir.
  • Cilt altında daha büyük nodüller ("ceviz-elma benzeri sertleşmeler") nodülleri daha belirgindir ve el ile hissedilebilir.
  • Bacaklar daha ağır hissedilir ve gün içinde şişlik daha fazla olur.
    Cilt altı bağ dokusu sertleşmeye başlar (fibrozis).
  • Dizlerin etrafında yağ birikimi belirgin hale gelir, bu da hareketi zorlaştırabilir.
  • Ayaklar hâlâ etkilenmez.

Lipödem 3. Evre:

İleri dereceli lipödemdir. Bu evrede aşağıdaki bulgular/belirtiler görülür.

Daha büyük sertleşmeler ve deforme edici yağ birikintileri gelişir, özellikle dizlerin iç tarafında ve uyluklarda cilt sarkmaları görülebilir.

  • Ciltte nodüller sertleşmiştir ve dokunulduğunda belirgin hissedilir.
  • Cilt altı yağ dokusu yoğunlaşmıştır, fibrotik değişiklikler artmıştır.
    Hareket kısıtlılığı başlar, yürüme ve merdiven çıkma zorlaşabilir.
  • Bacaklar ağırlaşır ve şekil bozukluğu artar.
  • Ayak bilekleri ve alt bacak kalınlaşır, bazen ayaklarda da hafif şişlik olabilir.
  • Lenfödem (lenf tıkanıklığı) riski artar.

Lipödem 4. Evre:

Lipö-Lenfödem (en ileri evre) olarak da adlandırılır. 4.evrede aşağıdaki bulgular/belirtiler görülür.

  • Lenfödem gelişmiştir, yani artık lipödem ve lenf tıkanıklığı birlikte görülür.Cilt sertleşmiş ve dokular kalınlaşmıştır, ileri derecede fibrozis mevcuttur.
  • Şişlik artık kalıcıdır ve gece boyunca da azalma olmaz.
  • Bacaklar ve kollar aşırı derecede şişmiştir ve hareket kısıtlılığı belirgin hale gelmiştir.
  • Ayaklar ve eller de etkilenebilir, bu aşamada fil bacağı (elefantiyazis) benzeri bir görünüm oluşabilir.
  • Deri katlanmaları ve büyük yağ cepleri oluşabilir, bu da enfeksiyon riskini artırır.

Lipödem tipleri nelerdir?

Lipödemin vücuttaki yağ birikim bölgelerine göre beş farklı tipte sınıflandırılabilir:

  • Tip I: Yağ birikimi kalça ve uyluklarda görülür.
  • Tip II: Yağ birikimi dizlere kadar uzanır ve dizlerin iç kısmında yağ kıvrımları oluşur.
  • Tip III: Yağ birikimi kalçadan ayak bileklerine kadar devam eder.
  • Tip IV: Yağ birikimi bacaklar ve kolları da kapsar.
  • Tip V: Lipo-lenfödem durumunu ifade eder. Bu durumda, lipödemle birlikte lenfödem de görülür.

Lipödem tedavisi nedir?

Lipödem tedavisi; hastalığın semptomlarını hafifletmeyi, ilerlemesini yavaşlatmayı ve hastaların yaşam kalitesini artırmayı hedefler. Lipödem tedavisi için çeşitli konservatif ve cerrahi yöntemler kombine edilerek uygulanabilir.

Lipödem tedavisi nasıl yapılır? (Tedavi çeşitleri)

Tedavi planı, semptomların şiddetine, evresine ve bireysel ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilir.Lipödem tedavisinde kullanılan başlıca yöntemler şunlardır:

Lipödem tedavisi için cerrahi yöntemler:

Liposuction (Yağ Alma):

Lipödemde biriken yağ dokusunu almak için yapılan cerrahi bir işlemdir. Liposuction, ağrıyı azaltmaya, hareketliliği artırmaya ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur.

Tümesan liposuction:

Lipödem tedavisinde sıklıkla kullanılan bir tekniktir. Bu teknikte, yağ dokusuna özel bir sıvı enjekte edilerek yağ hücrelerinin daha kolay alınması sağlanır.

Su jeti destekli liposuction:

Bu teknik, yağ dokusunu almak için su jeti kullanır ve daha az travmatik bir yöntemdir.

Mikrokanüllü liposuction:

Daha küçük kanüller kullanılarak daha hassas bir işlem yapılmasını sağlar.

Lipektomi:

Bazı durumlarda, özellikle ileri evre lipödemde, aşırı yağ dokusunu almak için lipektomi (yağ dokusunun cerrahi olarak çıkarılması) yapılabilir.

Ameliyatsız lipödem tedavisi Antalya

Ameliyatsız lipödem tedavisi, hastalığın semptomlarını hafifletmeyi, ilerlemesini yavaşlatmayı ve hastaların yaşam kalitesini artırmayı amaçlayan çeşitli konservatif yöntemleri içerir. Bu yöntemler, cerrahi müdahale gerektirmeyen ve genellikle lipödem tedavisinin temelini oluşturan yaklaşımlardır. Konservatif tedaviler (cerrahi olmayan tedaviler), cerrahi tedaviye alternatif olarak kullanılabileceği gibi, cerrahi tedavi sonrası da destekleyici olarak kullanılabilir. Özellikle erken evre lipödemde ve cerrahi tedaviye uygun olmayan hastalarda konservatif tedavi yöntemleri ön plana çıkar.

Ameliyatsız lipödem tedavisi, Antalya Muratpaşa’da hizmet veren Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Hüseyin Okutan tarafından yapılmaktadır. Lipödem (ağrılı selülit) tedavisi zorlu bir süreçtir. Uzun ve meşakkatli olan bu süreçte hastalığın ilerlemesini durdurmak, semptomları hafifletmek ve hastalığa eşlik eden varislerin tedavisi için lütfen bizimle iletişim kurun.

Ameliyatsız lipödem tedavi yöntemleri şunlardır:

Kompresyon tedavisi:

Özel kompresyon giysileri (çorapları, bandajları):

Etkilenen bölgelere uygulanan bu giysiler, şişliği azaltmaya, ağrıyı hafifletmeye ve dokulardaki sıvı birikimini kontrol etmeye yardımcı olur.

Manuel lenf drenajı (MLD):

Lenf akışını hızlandıran özel masaj teknikleridir. MLD, kompresyon tedavisi ile birlikte uygulandığında daha etkili sonuçlar verir. Ayrıca, düşük frekanslı vibrasyon tedavisi MLD'nin etkinliğini arttırabilir.

Pnömatik kompresyon:

Etkilenen bölgelere hava basıncı uygulayan cihazlarla yapılan bu tedavi, lenf drenajına yardımcı olarak ödemi azaltabilir.

Egzersiz ve fizik tedavi:

Özellikle su egzersizleri gibi egzersizler, lipödem hastaları için faydalı olabilir. Egzersiz, kasları güçlendirir, kan dolaşımını iyileştirir ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Fizyoterapistler, hastaların hareketliliğini ve fonksiyonlarını artırmaya yönelik egzersiz programları oluşturabilirler.

Beslenme ve diyet:

Lipödemde enflamasyon önemli bir rol oynadığından, anti-inflamatuar diyetler faydalı olabilir. Akdeniz diyeti ve düşük karbonhidratlı diyetler bu yaklaşımlara örnektir.

Bazı araştırmalar, ketojenik diyetin lipödem semptomlarını hafifletebileceğini ve kilo vermeye yardımcı olabileceğini göstermektedir.

Bazı vitamin ve mineral takviyeleri lipödem semptomlarını iyileştirmeye yardımcı olabilir.

Psikolojik destek:

Lipödem, hastaların ruh sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olabilir. Depresyon, kaygı ve vücut imajıyla ilgili sorunlar sık görüldüğünden psikolojik destek ve danışmanlık tedavinin önemli bir parçasıdır.

Lipödem diyeti nedir?

Lipödem diyeti, lipödem hastalığının semptomlarını hafifletmeye, hastalığın ilerlemesini yavaşlatmaya ve genel sağlığı iyileştirmeye yönelik beslenme yaklaşımlarını içerir. Lipödemde enflamasyon önemli bir rol oynadığından, diyet genellikle anti-inflamatuar odaklıdır. Diyet, lipödemin altında yatan nedenleri hedef alarak semptomların yönetilmesine yardımcı olur. Lipödem için özel bir diyet olmamakla birlikte, bazı beslenme yaklaşımları olumlu sonuçlar vermektedir. Lipödem diyetinde dikkat edilmesi gereken temel prensipler şunlardır:

Anti-Enflamatuar beslenme:

  • İşlenmiş gıdalar, trans yağlar, şekerli yiyecekler ve içecekler gibi enflamasyonu artırabilecek besinlerin tüketimi azaltılmalıdır.
  • Meyve, sebze, kuruyemişler, tohumlar ve baharatlar gibi antioksidan açısından zengin gıdalar tüketmek, vücuttaki oksidatif stresi azaltmaya yardımcı olur.
  • Balık, ceviz, keten tohumu gibi omega-3 yağ asitleri içeren gıdalar, enflamasyonu azaltmaya yardımcı olabilir.
  • Zeytinyağı, avokado gibi sağlıklı yağ kaynakları tercih edilmelidir.
  • Akdeniz diyeti, meyve, sebze, tam tahıllar, baklagiller, zeytinyağı ve balık gibi sağlıklı gıdaları içerir. Bu diyet, anti-enflamatuar özellikleriyle lipödem semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.
  • Düşük karbonhidratlı bir diyet, kan şekeri seviyesini dengelemeye ve kilo vermeye yardımcı olabilir. Bu diyet, işlenmiş karbonhidratlar ve şekerli yiyecekler yerine sağlıklı karbonhidrat kaynaklarına (sebzeler gibi) odaklanır.
  • Ketojenik diyet, karbonhidrat alımını önemli ölçüde azaltarak vücudu yağ yakmaya teşvik eder. Bazı araştırmalar, ketojenik diyetin lipödem semptomlarını (ağrı, şişlik gibi) hafifletebileceğini ve kilo vermeye yardımcı olabileceğini göstermektedir. Ketojenik diyetin, bazı kişilerde besin eksikliklerine yol açabileceği ve uzun süreli uygulamada dikkatli olunması gerektiği unutulmamalıdır.
  • Yeterli su tüketimi, vücuttaki sıvı dengesinin korunmasına yardımcı olur ve ödemin azalmasına katkıda bulunabilir.
  • Her bireyin lipödem durumu, metabolizması ve beslenme ihtiyaçları farklıdır. Bu nedenle, diyet planı bir diyetisyen veya beslenme uzmanı tarafından kişiye özel olarak hazırlanmalıdır.
  • Diyetin etkileri düzenli olarak takip edilmeli ve gerektiğinde diyet planı güncellenmelidir.

Lipödem beslenmede nelerden kaçınmalı? (Lipödem yasak yiyecekler)

Lipödem beslenmesinde kaçınılması gerekenler, genel olarak enflamasyonu tetikleyebilecek ve lipödem semptomlarını kötüleştirebilecek gıdalardır. Lipödemde kaçınılması gereken temel besinler şunlardır:

  • İşlenmiş atıştırmalıklar, yüksek oranda trans yağ, şeker ve tuz içerebilir. Bu tür gıdalar, inflamasyonu artırabilir ve lipödem semptomlarını şiddetlendirebilir.
  • Fast food ürünleri genellikle sağlıksız yağlar, işlenmiş karbonhidratlar ve yüksek miktarda kalori içerir. Bu tür besinlerden kaçınmak, lipödem yönetimi için önemlidir.
  • Gazlı içecekler, meyve suları, enerji içecekleri ve tatlandırılmış kahveler, yüksek miktarda şeker içerir ve hızla kan şekerini yükseltebilir. Bu durum, enflamasyonu tetikleyebilir ve kilo alımına yol açabilir.
  • Şekerli tatlılar, yüksek şeker içeriği nedeniyle lipödem hastaları için uygun değildir.
  • Özellikle derin yağda kızartılmış yiyecekler, trans yağ içerir ve enflamasyonu artırabilir.
  • Hayvansal kaynaklı doymuş yağlar (kırmızı et, tereyağı vb.) aşırı tüketildiğinde enflamasyonu artırabilir. Bazı margarinler de trans yağ içerebilir. Sağlıklı yağ kaynaklarına (zeytinyağı, vb.) öncelik verilmelidir.
  • Tuzlu atıştırmalıklar, ödeme neden olabilir ve lipödem semptomlarını kötüleştirebilir.
  • Bazı hazır soslar yüksek oranda tuz içerir, bu nedenle dikkatli olmak gerekir.
  • Alkol, vücutta enflamasyonu artırabilir ve karaciğer fonksiyonlarını olumsuz etkileyebilir. Lipödem hastalarının alkol tüketimini sınırlandırmaları önerilir.
  • İşlenmiş karbonhidratlar kan şekerini hızla yükseltebilir ve enflamasyona katkıda bulunabilir. Bu nedenle, tam tahıllı ürünler ve kompleks karbonhidratlar tercih edilmelidir.
  • Mümkün olduğunca evde yemek yapmak, kullanılan malzemeleri kontrol etmeyi sağlar ve sağlıksız katkı maddelerinden kaçınmaya yardımcı olur.
  • Sağlıklı besinler tüketirken bile porsiyon kontrolüne dikkat etmek önemlidir.

Sık Sorulan Sorular

Lipödeme hangi doktor bakar?

Lipödem tanısı için genellikle damar cerrahisi veya dermatoloji bölümüne başlamak en doğru seçenektir. Eğer şikayetler ilerlemişse, fizik tedavi, endokrinoloji ve plastik cerrahi uzmanlarıyla da görüşmek gerekebilir.

Erkeklerde lipödem olur mu?

Evet, ancak çok nadirdir. Kadınlarda %10-15 oranında görülürken, erkeklerde lipödemin görülme oranı %1’den azdır. Ancak, hormon bozukluğu veya genetik yatkınlığı olan erkeklerde risk artabilir.

Lipödem lenfödem farkı nedir?

Lipödem ve lenfödem, bacaklarda ve kollarda şişlik ile kendini gösteren iki farklı hastalıktır. Lipödem Yağ dokusunun anormal şekilde birikmesiyle oluşan bir hastalıktır. Lenfödem ise,Lenfatik sistemin tıkanması veya bozulması nedeniyle vücutta sıvı birikmesiyle oluşur. Kadınlarda ve erkeklerde görülebilir.

  • Eğer şişlik bacaklarda simetrik ise ve ayaklar korunmuşsa, büyük ihtimalle Lipödem’dir.
  • Eğer şişlik tek taraflı veya asimetrikse ve ayaklar/eller de etkilenmişse, Lenfödem olabilir.
  • Lipödem ilerleyerek lenfödem ile birleşirse, "Lipo-Lenfödem" oluşabilir.

Lipödem ve obezite farkı nedir?

Eğer sadece alt vücutta (bacaklar ve kalçalar) belirgin yağlanma, ağrı ve morarma varsa, ancak üst vücut normalse, bu büyük ihtimalle Lipödem'dir.
Eğer yağlanma tüm vücutta orantılıysa ve eller, ayaklar dahil her bölgede kilo artışı varsa, bu muhtemelen Obezite’dir.

Lipödem ve obezite bazen birlikte görülebilir. Eğer diyet ve egzersize rağmen bacaklardaki yağ kaybolmuyorsa ve ağrı hissediliyorsa, lipödem ihtimali değerlendirilir.

Lipödem hangi yaşlarda ortaya çıkar?

Ergenlik dönemi (12-20 yaş)

  • Lipödemin en sık başladığı dönemdir.
  • Östrojen seviyelerindeki artış nedeniyle bacaklarda ve kalçalarda yağ birikimi başlar.
  • Çoğu hasta bu dönemde diyet ve egzersize rağmen bacaklarının üst vücuda göre orantısız büyüdüğünü fark eder.

Hamilelik dönemi (20-40 yaş)

  • Hamilelik sırasında artan östrojen ve progesteron seviyelerilipödemin ilerlemesine neden olabilir.
  • Kilo alımıyla birlikte bacaklarda daha fazla yağ birikimi ve ağrı hissedilebilir.
  • Bazı kadınlarhamilelik sonrası lipödemin belirginleştiğini fark eder.

Menopoz dönemi (40-60 yaş)

  • Östrojen seviyesinin düşmesi ve metabolizmanın yavaşlaması lipödemin ilerlemesine katkıda bulunabilir.
  • Yağ dokusunda fibrozis (sertleşme) artabilirve bacaklar daha sert hale gelebilir.
  • Ödem ve hareket kısıtlılığı daha belirgin hale gelir.

Yaşlılık dönemi (60 yaş ve üzeri)

  • Lipödemin ileri evreleri genellikle bu yaşlarda görülür.
  • Lipö- lenfödem (lipödem ve lenfödem) gelişebilirve şişlik kalıcı hale gelebilir.

Hareket kısıtlılığı nedeniyle yaşam kalitesi ciddi şekilde etkilenebilir.